2025’in Yarısından “İyi ki” Dediğim Kitaplar – Kadın Yazarlar Listesi
Hem senenin yarısına gelmişken hem de hâlâ zihnimde dolanan, içimde iz bırakmış kadın yazarların kitaplarını paylaşıyorum. İlham için @tugbagokduman teşekkürler!
📌 Yalan Dolan – Medusa Yayınları
Bu kitabı okurken o kadar çok güldüm ki, neredeyse bir solukta bitirdim — ki bunu nadiren söylerim. Aslında çoğu yer trajikomik. Kontrol delisi bir anne babayla büyümek, kadınlığa dair pek de konuşulmayan bazı anları (bkz. jinekolog sahnesi) anlatma biçimi bana çok tanıdık geldi.
“Ben de böyle bir şey yazmak isterim,” dediğim bir romandı. Sanırım otobiyografik ögeleri olması da bunu düşündürdü.
📌 Not: Medusa Yayınları sadece kadın yazarları basıyor, bahsetmeden geçmeyelim.
📌 Böcekleri Seven Kadın, Selja Ahava – Timaş Yayınları
Yazarımız Finlandiyalı ve doğayla kurduğu ilişki muazzam. İlk iki sayfada zaten büyülenmiştim ve "tam benlik" dediğim bir anlatı olduğunu anlamıştım.
Kitap 1600’lerde başlıyor ve günümüze kadar geliyor (bunu nasıl yaptığını söylemeyeceğim, çünkü bence sürprizli kısmı bu). Doğum, doğa, tutkularına 'delice' bağlı olmak üzerine bol bol düşündüm. Kitabın sonunda çok hoş bir kaynak listesi var. İlham almak isteyenler kaçırmasın.

📌 İliklerine Kadar Yazmak, Natalie Goldberg – Hep Kitap
Yazmak derdine düşmüş olanlara duyurulur!
Çok basit ama etkili egzersizlerden oluşuyor. Kendi yazma pratiğimde bana birçok açıdan güç verdi. Öyle “vay be” dedirten önermeler beklemeyin ama yazmaya devam etmek için tatlı bir yol arkadaşı olabilir.
Süreç boyunca yazmakta zorlandığınızda elinizin altında olması gereken bir kitap.(Bir nevi tıkanıklık açmaya yardımcı.)
Orijinal adı: "Writing Down the Bones"
📌 Emanet Çocuk – Claire Keegan, Jaguar Kitap
Bu minicik novella, okuma tıkanıklığı yaşayanlara birebir. Claire Keegan müsriflikten hoşlanmıyor ve mümkün olduğunca sade yazıyor. Bu da edebi gücünü artırıyor.
Kurduğu dünyalarda öyle sahneler ve sıfatlar var ki, her biri capcanlı.
“Aile olmak, büyümek ne demek?” diye düşündüren; İrlanda kırlarında sessizce dolaşmak gibi bir kitap.
📌 İşte Böyle Oldu – Natalia Ginzburg, Can Yayınları
Bu kitabın önsözüne bayıldım. Açıkçası onu okumasaydım böyle bir bağ kurabilir miydim, bilmiyorum. Ginzburg’un edebiyatından teknik olarak feyz alınabileceğini düşünüyorum ve bunu çok kıymetli buluyorum. Oğlu da çok kıymetli bir tarihçi.
Açık sözlülüğü ve yalınlığı etkileyici.
📌 Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar, Ursula K. Le Guin- Metis Yayınları
Bu listeden sadece bir kitap okuyacak olsanız, sanırım bu olurdu.
Kurgu değil, denemelerden oluşuyor. Ama içeriği çok derin: kadın yazar olmak, üretmek, anne olarak yazmak…
Hiç düşünmediğim birçok kapı açtı bana. Açıp açıp dönülecek türden bir başucu kitabı. Yazmakla derdi olan kadınların mutlaka okuması gerekenlerden.
📌 Napoli Romanları Serisi, Elena Ferrante- Everest Yayınları
Yazarın kim olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Seriye başta girmekte zorlandım; çok fazla isim ve karmaşık ilişkiler vardı. Ama sonra sadece okumaya devam ettim ve Ferrante’nin ritmine bıraktım kendimi.
Hayatımda gördüğüm en sert, en gerçek yazarlardan biri.
İnsan doğasına dair keşiflerinin derinliği, sizi kendinizle yüzleştiren bir şey.
Ahlakçılık yapmadan, sadece “olanı olduğu gibi” gösteriyor.
Kız arkadaşlık nedir, ne değildir — bu kitaplar o konuda epey düşündürüyor.
Napoli’de gezinmek isteyenlere duyrulur.
📌 Küçük Su Kütleleri, Nina Mingya Powles- Livera Yayınları
Bu kitap da otobiyografik ögeler taşıyor. Göçmenlik, ev kavramı, farklı diller ve kültürlere duyulan merak üzerine.
Yer yer bir sohbet gibi, yer yer bir şiir gibi. Yüzme, suyla olan ilişki, yemekle kurduğumuz bağ… Bazı yerlerde “bunu ben mi yazdım ya?” diye düşünmeden edemedim.
Türler üstü metinleri sevenler için birebir.
📌 Biçimin ve Boşluğun Kitabı – Ruth Ozeki
Bu roman, yasın içinden geçerken eşyaların dile gelmesiyle başlıyor. Gerçeklik algısı, dikkat, yazarlık, annelik, kayıp, ergenlik, Zen felsefesi, kütüphaneler ve sesler üzerine kocaman, incelikli bir anlatı. (Yazarın aynı zamanda sinemacı ve Zen Budist rahibesi olması ilginizi çeker mi?-Benim çekti.)
Kitap birden fazla katmada akıyor. Ama bu asla okumayı zorlaştıran bir deneyim değil. Çünkü bir yandan da çok yumuşak, şiir gibi akan bir dili var. Özellikle kitapların kendi sesleri olduğunu düşünenleri çok derinden etkileyecek türden.
🌀 “Biçim olan şeyler sonunda boşluğa dönüşür. Boşluk da yeni biçimlere.”
Ben Benny’yi ve annesini bir süre daha düşünmeye devam ettim. (Öyle yakın hissetmeye başlamıştım.) Zihninizi açmaya ve eşyalarla ilişkimizi başka bir yerden görmeye hazır olun.
Sizin bu yıl “iyi ki okudum” dediğiniz kitaplar hangileri?
Yorumlara yazarsanız çok sevinirim.
Sevgiler,
Bilgesu 🌿
Kaydetmelik bir bülten olmuş. Harika!😍 Sadece Ursula'yı okudum bu listede ve gerçekten de dönüp dönüp okuduğum bir liman, bir ev, cankurtaran. 🫀
Çok teşekkürler öneriler için:)
Ben de kadın yazarlardan devam edeyim :)
Hamnet - Maggie O'Farrell ile Miras - Vigdis Hjorth. İkisi de çok etkileyici.